Kripto Paralar
Para… Kimilerine göre gücün karşılığı, kimilerine göre mutluluğun kaynağı ya da kaliteli bir yaşamın- tıpkı sağlık gibi- olmazsa olmaz ön koşulu…

Farklı perspektiflerden bakıp paraya farklı anlamlar yüklemek elbette mümkün; ancak modern dünyada olgunun kendisinin hayatlarımızın merkezine yakın bir noktada konumlandığını inkâr etmek pek gerçekçi olmaz sanırım.
Yazımızın ana konusu son dönemde finans piyasalarının gündemine hızlı bir giriş yapan ve kolay kolay da gündemden düşmeyecek gibi görünen kripto paralar; ancak konunun detaylarına girmeden evvel, paranın doğumundan günümüze kadarki yolculuğuna kısaca değinmek keyifli olabilir düşüncesindeyim.
Paranın Tarihçesi
Medeniyetin ilk ışıkları henüz avcı-toplayıcı yaşam formuna geçiş dönemlerinde parıldamaya başladı. Arzu edilen ya da ihtiyaç duyulan metalara ulaşmak adına savaşmak dışında bir yol arayan küçük topluluklar, bu noktada etraflarındaki diğer topluluklarla değiş-tokuş usulüne dayanan ilkel ticari ilişkiler başlattılar. Hayvan postu karşılığı meyve ya da sebze, et karşılığı işlenebilir metal ya da el aletleri ve bunların benzerleri şeklinde ortaya çıkan alışveriş yöntemleri, zamanla toplulukların büyümesi ve ürünlerin çeşitlenmesiyle pratik olmaktan çıkmaya başlasalar da, epey uzun süre ticaretin temeli olmaya devam ettiler. Ta ki, Gediz ve Küçük Menderes nehirlerinin arasında kurulan ufak bir devlet, insanlık tarihini sonsuza dek değiştirecek bir icada imza atana kadar. Lidyalılar…
MÖ 550’de antik dünyanın önemli bir ticaret merkezi olan Lidya’da, ticareti kolaylaştırmak ve ürünlerin ederlerini sabit bir meta üzerinden takip edebilmek adına, Kral Alyattes tarafından altın ve gümüş sikkeler yaptırıldı. Bunlar modern paranın ataları sayılan madeni metalardı ve alışverişte kullanılmaları fikri hızla geniş bir coğrafyaya yayıldı.
Madeni paralar o dönem için ticari hayata müthiş kolaylıklar getirmişti elbette. Fakat kullanımın artması beraberinde yeni bir soruna neden oldu: Maden kaynakları kısıtlıydı…
Lidyalılar’dan yüzlerce yıl sonra, Moğolistan’da Kubilay Han, kendi döneminin dünyadaki en büyük imparatorluğunu yönetiyordu. Tüm hükümdarlığı bir arada tutması temelde korkuya dayansa da aslında bir diğer dayanak da paraydı. Kubilay Han halkına değersiz olan bir şeyi değerli gibi kabul ettirdi: Ağaç kabuklarından kendi kağıt parasını bastırdı ve bundan sonra ülke genelinde sikke yerine bunun kullanılmasını emretti. Kimse bu kabukların herhangi bir değer sahip olduğuna inanmasa da korku ile kağıt para fikri hayatımıza girmiş oldu böylece. Kağıt bir anda altına çevrilmişti. Ve bu kağıt da dünyayı değiştirmeye başladı. Kağıt basılabilen bir şeydi bu da hızlıca zenginliği arttırmak için iyi bir araçtı. Devam eden süreçte Çin’de ve Asya’nın muhtelif bölgelerinde kâğıt para fikri kullanılmaya başlamış olsa da, modern döneme ait ilk banknot basımı 1690’ların sonunda ABD’deki Massachusetts Hükümeti, İngiliz kuyumcular birliği ve İngiltere Merkez Bankası tarafından eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. 18.yy sonlarında bankacılık sisteminin yavaş yavaş ortaya çıkmasıyla; banknotları devlet tahvilleri, bonolar, bireysel çek ve senetler ile hisse senetleri izlemiştir. Bizler ve bizlere yakın jenerasyonlar ise geride bıraktığımız yüzyılda görülen baş döndürücü teknolojik ilerlemelerin etkisiyle; kredi kartı, gecelik repolar, EFT ve benzeri finansal terimlerle tanışmış olduk. Yakın döneme kadar cebimizde taşıdığımız banknot ve/veya madeni paralar yerlerini, ağırlıklı olarak kredi kartları marifetiyle, sanal paraya bırakırken aniden yeni bir kavramla tanıştık: Kripto Para…
Kripto Para Nedir?
Bir kripto para birimi, kriptografi[1] ile güvence altına alınan, sahteciliği veya çifte harcamayı neredeyse imkansız hale getiren dijital veya sanal bir para birimidir. Başka bir deyişle “Kripto para” kelimesi, ağı korumak için kullanılan şifreleme tekniklerinden türetilmiştir. Birçok kripto para birimi, blok zincir teknolojisine dayalı merkezi olmayan ağlardır. Kripto para birimlerinin tanımlayıcı bir özelliği, genellikle herhangi bir merkezi otorite tarafından verilmemeleri ve teorik olarak hükümet müdahalesine veya manipülasyonuna karşı bağışıklık sahibi olmalarıdır.
Bu noktada kripto para olgusunun temelindeki mantığı açıklığa kavuşturmanın, konunun anlaşılması adına son derece önemli olacağı kanaatindeyim. Bunu yapabilmek adına ise önce tanışmamız gereken yeni bir terim bulunmakta…
Blockchain (Blok Zinciri)
Blok zinciri, bir bilgisayar ağının düğümleri arasında paylaşılan dağıtılmış bir veritabanıdır. Bir veritabanı olarak, bir blok zinciri, bilgileri elektronik olarak dijital biçimde saklar. Blok zincirleri en iyi, güvenli ve merkezi olmayan bir işlem kaydını tutmak için; kripto para sistemlerindeki önemli rolleriyle bilinirler. Blok zincirindeki yenilik, bir veri kaydının aslına uygunluğunu ve güvenliğini garanti etmesi ve güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan onu muhafaza edebilmesidir.
Tipik bir veritabanı ile bir blok zinciri arasındaki temel farklardan biri, verilerin yapılandırılma şeklidir. Bir blok zinciri, bilgi kümelerini tutan "bloklar" olarak bilinen gruplar halinde bilgileri bir araya toplar. Blokların belirli depolama kapasiteleri vardır ve doldurulduklarında kapatılıp, önceden doldurulmuş bloğa bağlanırlar. Böylelikle “blockchain” olarak bilinen bir veri zinciri oluşturulur.
Blok zincirinin amacı, dijital bilgilerin kaydedilmesine ve dağıtılmasına izin vermektir, ancak bu bilgiler düzenlenemez. Bu şekilde, bir blok zinciri, değişmez defterlerin veya değiştirilemeyen, silinemeyen veya yok edilemeyen işlem kayıtlarının temelidir. Bu nedenle blok zincirler, dağıtılmış defter teknolojisi (DLT) olarak da adlandırılırlar.
[1] Kriptografi ya da 'şifreleme' okunabilir durumdaki bir verinin içerdiği bilginin istenmeyen taraflarca anlaşılamayacak bir hale dönüştürülmesinde kullanılan yöntemlerin tümüdür.
Peki, blok zincirleri pratikte ne işe yararlar?
Bir şirketin, müşterilerinin tüm hesap bilgilerini tutan bir veritabanını sürdürmek için kullanılan binlerce bilgisayardan oluşan bir sunucu grubuna sahip olduğunu hayal edin. Bu şirket, tüm bu bilgisayarları tek bir çatı altında toplayacağı bir depo binasına ve bu bilgisayarların her biri ve içerdiği tüm bilgiler üzerinde tam kontrole sahip olmak durumundadır. Ancak bu yapı beraberinde şirket için risk de getirir. O yerdeki elektrikler giderse (ve jeneratörler arızalanırsa) ne olur? İnternet bağlantısı koparsa ya da bir yangın çıkarsa (veya bir patlama yaşanırsa) sistem nasıl korunur? Peki ya kötü bir oyuncu tek bir tuşa basarak her şeyi silerse ne olur? Her durumda, veriler kaybolur veya bozulur.
Bir blok zincirinin yaptığı, bu veritabanında tutulan verilerin çeşitli konumlardaki birkaç ağ düğümü arasında yayılmasına izin vermektir. Bu sadece fazlalık yaratmakla kalmaz, aynı zamanda orada saklanan verilerin aslına uygunluğunu da korur. Biri veritabanının bir örneğindeki bir kaydı değiştirmeye çalışırsa, diğer düğümler değiştirilmez ve böylece kötü bir aktörün bunu yapmasını engellenir. Bir kullanıcı işlem kaydını kurcalarsa, diğer tüm düğümler birbirlerine çapraz referans verir ve düğümü yanlış bilgilerle kolayca tespit eder. Bu sistem, olayların kesin ve şeffaf bir sırasını oluşturmaya yardımcı olur. Bu şekilde, ağ içindeki hiç kimse, ağda tutulan bilgileri değiştiremez.
Bu nedenle, bir kripto para biriminin işlem bilgileri ve geçmişi geri döndürülemez. Böyle bir kayıt, bir işlem listesi olabilir (örneğin bir kripto para birimi ile), ancak bir blok zincirinin yasal sözleşmeler, devlet kimlikleri veya bir şirketin ürün envanteri gibi çeşitli diğer bilgileri tutması da mümkündür.
Tabii ki, blok zincirlerinde (diğerlerinin çoğunda olduğu gibi) saklanan kayıtlar şifrelenir. Bu, yalnızca bir kaydın sahibinin kimliğini açığa çıkarmak için (bir genel-özel anahtar çifti kullanarak) şifresini çözebileceği anlamına gelir. Sonuç olarak, blockchain kullanıcıları şeffaflığı korurken anonim kalabilirler.
Yukarıdaki ifadeler özünde kripto para birimlerinin karşılığının ne olduğu sorusunun da yanıtıdırlar. Veri tabanını sıfır risk alarak türlü felaketlerden ve/veya bilgisayar korsanlarının saldırılarından korumak isteyen ve verileri depolama noktasında yatırım ve işletme maliyetlerini sıfırlamayı arzulayan büyük şirketler, özellikle ulusal gizlilik içeren konular üzerinde çalışan kamu kurumları ya da binlerce şubeye ulaşmış global kuruluşlar; blok zincir temeline dayanan kripto teknolojilerine bütçe ayırırlar.
Burada anlaşılması gereken en önemli şey, kripto para birimlerinin yalnızca bir ödeme defterini şeffaf bir şekilde kaydetmek için bir araç olarak blok zinciri kullanmalarıdır; ancak blok zinciri teoride herhangi bir sayıda veri noktasını değişmez bir şekilde kaydetmek için kullanılabilir. Yukarıda bahsedildiği gibi bu işlemler; devasa kurum ya da kuruluşların veritabanları olabilecekleri gibi, bir seçimdeki oylar, ürün envanterleri, devlet kimlikleri, ev tapuları ve çok daha fazlası şeklinde olabilir.
Kripto para birimlerinin günümüzdeki hacmi nedir?
İlk blok zincir tabanlı kripto para birimi, hâlâ en popüler ve en değerli olan Bitcoin'dir. Bugün çeşitli işlev ve özelliklere sahip binlerce alternatif kripto para birimi var. Bunlardan bazıları Bitcoin'in klonları veya çatalları iken diğerleri sıfırdan oluşturulmuş yeni para birimleridir.
Bitcoin, 2009 yılında "Satoshi Nakamoto" takma adıyla bilinen bir kişi veya grup tarafından piyasaya sürüldü. Bitcoin'in "altcoins" olarak bilinen başarısının ortaya çıkardığı rakip kripto para birimlerinden bazıları Solana, Litecoin, Ethereum, Cardano ve EOS'dur. Kasım 2021'e kadar, mevcut tüm kripto para birimlerinin toplam değeri 2,4 trilyon doların üzerindedir. Bitcoin ise şu anda bu toplamın yaklaşık %42'sini temsil etmektedir.
Kripto Paranın Avantajları ve Dezavantajları
Avantajlar
Kripto para birimleri, bir banka veya kredi kartı şirketi gibi güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan, iki taraf arasında doğrudan para transferini kolaylaştırma vaadinde bulunur. Bu transferler, bunun yerine genel ya da özel anahtarlar ve Proof of Work veya Proof of Stake gibi farklı teşvik sistemleri biçimleriyle güvence altına alınır.
Modern kripto para sistemlerinde, bir kullanıcının "cüzdanı" veya hesap adresi bir genel anahtara sahipken, özel anahtar yalnızca sahibi tarafından bilinir ve işlemleri imzalamak için kullanılır. Fon transferleri, minimum işlem ücreti ile tamamlanır ve kullanıcıların banka ve finans kurumları tarafından banka havaleleri için alınan yüksek ücretlerden kaçınmasına olanak tanır.
Dezavantajları
Kripto para işlemlerinin yarı anonim doğası, onları kara para aklama ve vergi kaçakçılığı gibi bir dizi yasa dışı faaliyet için çok uygun hale getirir. Bununla birlikte, kripto para birimi savunucuları, baskıcı hükümetler altında yaşayan ihbarcıların veya aktivistlerin korunması gibi gizliliğin faydalarından bahsederek, genellikle anonimliklerine çok değer verir. Bazı kripto para birimleri diğerlerinden daha özeldir.
Kripto para birimlerinin trilyonlarca dolara ulaşan hacimleri her geçen gün büyümekte. Bu açıdan bakıldığında, bahsi geçen toplam miktarın tamamının, herhangi bir emtia cinsinden bir karşılığı olmayacağı ise sır değil. Bu noktada beklenmedik piyasa gelişmelerinin etkisi ve/veya güçlü merkez bankalarının bir arada hareket ederek kripto paraları devre dışı bırakma kararı almaları durumunda kripto para birimlerinin kendilerini ne kadar savunabilecekleri ise bir muamma.
Özel Hususlar
Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin çekiciliğinin ve işlevselliğinin merkezinde, şimdiye kadar gerçekleştirilen tüm işlemlerin çevrim içi bir defterini tutmak için kullanılan ve böylece bu defter için oldukça güvenli olduğu kabul edilen bir veri yapısı sağlayan blok zinciri teknolojisi bulunur. Oluşturulan her yeni blok, onaylanmadan önce her düğüm tarafından doğrulanmalıdır, bu da işlem geçmişlerini taklit etmeyi neredeyse imkansız hale getirir.
Pek çok uzman, blok zinciri teknolojisinin çevrimiçi oylama ve kitle fonlaması gibi kullanımlar için ciddi bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyor ve JPMorgan Chase (JPM) gibi büyük finans kurumları bu sistemde, ödeme işlemlerini düzene sokarak işlem maliyetlerini düşürme potansiyelini görüyor.
Nasıl Kripto Para Edinebilirim?
Sorunun iki farklı yanıtı mevcut. Bunlardan ilki ilgili kripto para biriminin piyasa bedelini karşılayıp, herhangi bir emtia yatırımı yapar gibi, kripto parayı dijital cüzdanınıza eklemek. İkincisi ise, yine sıkça duymaya başladığımız Coin Mining (yani kripto para madenciliği) yöntemi ile ilgili kripto para birimini kazanmak.
Yazımızın başında sistemin blok zinciri işlevine dayandığından bahsetmiştik. Teknik olarak, tercihen yüksek işletim kapasitesine sahip bilgisayarlarınızı, blok zincirlerinin hizmetine sunup bunun karşılığında coin kazanmaya başlayabilirsiniz. Ancak unutulmaması gereken husus bunu yapabilmek adına tüketilecek elektrik enerjisi, internet erişimi ve bilgisayarınızın kullanma ömrünün azalması gibi maliyetleri karşılayacak olan tarafın siz olacağınız. Yatırım ve işletme maliyetinizin kazanmayı hesapladığınız coin miktarı ya da değerinin üzerinde olması; başka bir deyişle bu işlemden zarar etmeniz de, olası. Öte yandan kripto para madenciliğinin yasalara aykırı kabul edildiği muhtelif düzenlemeler de mevcut.
Son Söz
Günümüzde insanların sahip oldukları mevduatın en verimli şekilde değerlendirilmesi adına sürekli bir arayış içinde olduğu hepimizin malumu. Taşınmaz yatırımları, farklı döviz türleri arasında yapılan işlemler, hisse senetleri alım-satımı, tahvil-bono yatırımları, faiz gelirleri, repo, altın ya da benzeri madenler ve bunlar gibi birçok manevra alternatifinin arasına artık kripto para yatırımları da eklenmiş durumda. Diğer emtia birimleri gibi, elbette kripto para yatırımları da risk içermekte. Bu nedenle kripto para kavramı hakkında bilgi paylaşmak gayesiyle kaleme alınan yazımızı; finans yorumlarının klasikleşmiş son sözüyle bitirmek isterim: YTD (yatırım tavsiyesi değildir)…