Kararlar ve tesadüfler
Hayatın kurgusunu benzersiz kılan ana unsur olan belirsizlik; başlangıç (doğum) ve bitiş (ölüm) noktalarının arasında gerçekleşmeyi bekleyen gelişmelerin öngörülmesini imkânsız kılar.

Bu durum ise her şeyi anlamlandırma tutkusu taşıyan insanoğlunu çözümsüzlük karşısında bir suni açıklama oluşturmaya iter ister istemez. Karşılaştığımız beklenmedik olay ya da rastlantılar karşısında ‘’tesadüf’’ diye söylenip, mantığımızın bileşenlerini rahatlatmayı tercih ederiz kolaylıkla…
Efsaneye göre zavallı Aiskhylos’un başına gelenleri[1] olasılık hesabına dökseniz, muhtemelen sıfıra çok yakın bir sonuç çıkar ortaya. Böyle uç bir örnekte bile, olayı tatsız bir tesadüf diye geçiştirmek seçeneklerden birisi elbette; ancak bana göre bu doğru bir seçim değil. Bunun yerine neden-sonuç ilişkisi üzerinden ilerlemek daha mantıklı olmaz mı? Eğer Aiskhylos tam o anda ve tam olarak o noktada bulunmasa idi belki başka bir şekilde veda edecekti ya da belki de bir süre daha tragedya yazmaya devam edebilirdi. Yaşadığı talihsizliğin esas sebebi bilmediğimiz bir sebeple yanlış zamanda yanlış noktada bulunuyor olması değil mi?
Yazının başında bahsettiğim türden beklenmedik gelişmeleri tesadüf, tevâfuk[2] ya da kader gibi terimlerle açıklamak elbette bir tercih. Fakat bana göre gözden kaçırılmaması gereken kilit nokta, verilen kararların ya da yapılan tercihlerin bir sonucu olduğu ve kurgunun bu sonuçlar zinciri üzerinden ilerlediği.
Not: Bu noktada, konumuzla ilgili (ve sitemizdeki ilk tavsiyemiz olan) bir film tavsiyesinde bulunmayı da uygun buluyorum.
Film Adı: Sliding Doors
Yapım Yılı: 1998
Detaylar : https://www.imdb.com/title/tt0120148/
[1] http://www.antiktarih.com/2019/07/19/aiskhylos-tragedyanin-babasi/
[2] Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelen İslamî terimdir. İki varlığın veya olayların belirli şartlar ve uyum karşılığında karşılaşmaları, bir araya gelmelerine tevafuk deniliyor.