En Büyük Erdem Nedir? 1. Bölüm

Sabah telaşla uyandınız. Kuvvetle muhtemel gece geç saatlere kadar durmaksızın evinizi gürültüye boğan üst kat komşularınız yüzünden bir türlü uykuya dalamadığınız için kurduğunuz alarmı duymadığınızı fark ettiniz.

En Büyük Erdem Nedir?  1. Bölüm

Mesai saatinin hemen başındaki toplantı sizin sunumunuz ile başlayacak ve zamanında iş yerinde olabilmek için şimdi insanüstü bir gayret göstermek durumundasınız. Apar topar giyinip çantanızı kaptığınız gibi dışarı fırladınız. Koşar adımlarla arabanızın yanındasınız; ancak tam da aracınızın önüne bırakılmış başka bir araç çıkmanızı engelliyor. Sürücü araçta değil ve üstelik ona ulaşabileceğiniz bir telefon numarası da bırakılmamış cama. Zaman ilerliyor ve aklınıza gelen tek şey kornaya basmak. Aradan on beş dakika kadar geçtikten sonra, telefonuyla konuşarak size doğru yaklaşan kişinin beklediğiniz araç sahibi olduğunu anlıyorsunuz, size dönüp pişkinlikle “Ne var kardeşim? İki dakika bekleyemedin mi?” diye söylendiğinde. Münakaşa etmeye kalksanız, toplantıya yetişme olasılığınız tamamen ortadan kalkacak. Dişinizi sıkıp, aracın çekilmesini bekliyor ve ardından hızlıca gaza yükleniyorsunuz.

Tüm çabanıza rağmen vaktinde ulaşmayı başaramadınız. Ofise vardığınızda, kendisini izleyen bir grup çalışanla birlikte, toplantı odasından çıkarken patronunuzla karşılaşıyorsunuz. Gecikme nedeniyle özür dilemek üzereyken, gruptan bir kişi herkesin duyabileceği şekilde söyleniyor: “ Majesteleri sonunda teşrif edebilmişler!” Sesin sahibi sizinle aynı pozisyonda bulunan ve sizi kendisine rakip gören bir iş arkadaşınız. Üstelik geçmişte elde ettiğiniz başarılardan rahatsız olup, sizi alaşağı etmek için fırsat kollayan biri. Elbette patronunuzun kulağına gitmesi için kasıtlı olarak yüksek sesle konuşuyor. Bu esnada onun sözlerini destekleyen başka sesler de duyuluyorken, patronunuz öfkeli bir şekilde önünüzden geçip gidiyor.

Öfkenizi bastırıp, son derece mutsuz şekilde masanıza geçip çalışmaya başlıyorsunuz. Birkaç saat sonra insan kaynakları bölümünden gelen telefondaki bir ses sizinle görüşme isteklerini aktarıyor. Evet, doğru tahmin… İşten çıkarıldığınızı öğreniyorsunuz görüştüğünüz yetkiliden… Üstelik önünüze uzatılan kâğıda yazılan rakam, toplam alacaklarınızın oldukça altında. Size iki seçenek sunuluyor: Ya ibranameyi imzalayıp bu düşük rakamı hemen orada nakit olarak alacaksınız ya da mahkeme yolunu tercih edeceksiniz. Ne yazık ki; ailenizin çok acil ihtiyaçları var ve kabul etmediğiniz takdirde ikinci seçeneğin aylar süreceğinin farkındasınız. İstemeye istemeye imza atıp zarfın içine konmuş parayı alıyorsunuz.

Berbat bir gün ve dalgın dalgın eve dönüyorsunuz. Tam bu esnada dikiz aynasından hızla yaklaşan araçları fark ettiniz. Üç tane son derece lüks spor araç zikzak yaparak trafikte birbirleriyle yarışıyorlar. Araçlardan biri hızını alamayıp sizi sıkıştırıyor. Çarpışmayı engellemek için direksiyonu istemsizce kırıyorsunuz ama yandaki bariyerlere sertçe çarpıyor aracınız. Darbenin etkisiyle kafanızı vurdunuz, kırılan cam parçaları yüzünüzde çizikler açtı, arabanızda ağır hasar var. O üç spor araba ise çoktan uzaklaşmış. Diğer araç sürücüleri yanınıza geliyorlar. Bazıları yardım ediyor size. Arabadan çıkartılıyorsunuz ve refüjde içlerinden birinin uzattığı sudan birkaç yudum alıp, yüzünüzü temizliyorsunuz. Derken trafik polislerinin ulaşmaları, tutanak tutulması, çekici çağrılması gibi birçok prosedürün yerine gelmesi için epey zaman harcanıyor. Kalabalık da yavaş yavaş dağılıyor elbette. İşlemlerin bitmesiyle çantanızı alıp bir taksi çeviriyorsunuz. Eve yaklaşırken cüzdanınızı almak için çantayı açtığınızda; telefonunuzun, cüzdanınızın ve iş yerinden aldığınız para dolu zarfın yerinde olmadığını görüyorsunuz. Yardım için toplanan kalabalıktan birileri o karmaşada birileri bunları çalmış ve bu durum canınızı çok yakacak.

Evin önüne geldiğinizde cebinizde taşıdığınız son parayı da taksi şoförüne verip dairenize doğru ilerliyorsunuz. Eşinize olup bitenleri nasıl anlatacağınızı düşünürken, holdeki vestiyerin üstüne iliştirilmiş bir kâğıt dikkatinizi çekiyor. Maalesef bir süredir hayatında başka biri olduğunu belirten eşiniz tarafından terk edilmiş olduğunuzu öğreniyorsunuz.

 

Girişteki öykümüzü saçma bulabilirsiniz. Hatta “Ne alakası var şimdi bunun konuyla?” diye söylenmiş de olabilirsiniz. Sizden şu aşamada bu öyküyü aklınızda tutmanızı ve birazcık sabretmenizi rica ediyorum sevgili okuyucu. Bu noktaya tekrar döneceğiz.

*

Yazımın ikinci bölümünü okumak için: En Büyük Erdem Nedir? 1. Bölüm